Su Sporları Programı

Federasyon Denizcilik Heyeti bu mevsimde yapılacak su sporları için bir program hazırlamıştır. Bu programa göre bu cumadan itibaren aşağıdaki müsabakalar yapılacaktır:

  • 12-8-1932: Kürek (Beykoz)
  • 19-8-1932: Yüzme, atlama, su topu (mıntıka birinciliği, Büyükdere)
  • 25-8-1932: Türkiye yüzme birincilikleri seçmeleri (Büyükdere)
  • 26-8-1932: Türkiye yüzme birincilikleri (Büyükdere)
  • 2-9-1932: Kürek (Beykoz)
  • 9-9-1932: Boğaz geçme (Rumelihisar – Kandilli)
  • 9-9-1932: Yüzme, atlama, su sporları (Büyükdere)
  • 16-9-1932: Mıntıka kürek birinciliği (Beykoz)
  • 23-9-1932: Mukavemet kürek (Beykoz, Anadolu Kavak, Yenimahalle, Büyükdere Lido)
  • 23-9-1932: Deniz bayramı (Büyükdere)

Yarışlara Beykoz’da kürek yarışları ile başlanacaktır. Bunu, kulüplerin müptedi (başlangıç), kidemsiz, kıdemli ve hanımlar kategorilerinde katılımları takip edecektir. Deniz sporları ile meşgul olan muhtelif mıntıkaların atletleri arasında İstanbul mıntıkasının takımı, yüzme birinciliklerini kazanmış olan atletler temsil edecektir.

Son Posta Gazetesi kategorisine gönderildi | Yorum yapın

Kürek ve yat müsabakaları

LOS-ANGELES, 12 (A.A.)
Kürek. (8 kürekçi) Almanlar şiddetli bir rüzgârla fevkalâde Hendikep edilmelerine rağmen 400 metreye kadar Kanadalıların önünde bulunuyorlardı.

Fakat 500’ncü metrede, adedi dakikada 36 ile 38 arasında tahvil eden kuvvetli kürek darbeleri sayesinde Kanadalılar Almanları geçtiler. 1500’ncü metrede Japonlar, Kanadalılara rağmen akın yaparak onları geçmeğe çalıştılar.

Fakat Kanadalılar, Japonları son derece yordurarak partiyi bırakttılar ama kadar vaziyetlerini muhafaza ettiler. Birinci sırada İngilizler, düğününden daha iyi kürek çekerek bütün yarışı zinde olarak bitirip başa geldiler.

Eveleyip bildirilen Hokey maçının Roopsingh, 12; Schaumbach, 7; King, 3; Jaffar ve Prinseçed 1 sayı kaydedilmiştir.

Milliyet Gazetesi kategorisine gönderildi | Yorum yapın

Masal olanlar: Eski kayık yarışları

Öğleye doğru susuzluk ve hararet başlar, dudaklar kurur, dil çıkar…

O zamanlarda, kayık yarışı olacağı gün, iki sabah gazetesinde yarışın havadisi (haberi) verilir, köprüden ve Boğaziçi iskelelerinden hareket edecek vapurların vakti, saati iş’ar (duyurulur) edilirdi.

Gençler arasında, şimdiki gibi spor tarafını güden, o heyecana şitap (ilgi) eden şahsi vahit (tek bir kişi) yoktu.

Ekseriyeti teşkil eden avam, Çukuroşme’deki semai kahvesinde kimin kimi mat edeceğini (yeneceğini), Çıngırçayı’ndaki ip cambazlarından hangisinin üste geleceğini seyretmekle kafa ile, işin alayında olarak, yola çıkarlardı.

Kalabalığa karışan hanımlar, süslerini, püserlerini göstermeye, beyler ise, bu hanımları seyir ve temaşa (izleme) etmeğe üşüşürlerdi.

O vaktin kayık yarışları, ağustos ayı girip de çavuş üzümü kemale (olgunluğa) erince yapılır, 19 Ağustos donanmasından ya bir iki gün evvel veyahut üç beş gün sonra icra edilirdi.

Yarış Moda’da, Büyükada’da, nadiren de Beykoz koyunda olurdu. Beykozkililere en ziyade Boğaziçililer dolar, öbür ikisine, hibarlar (önemli kimseler) ve ecnebiler (yabancılar) birikirdi.

Şirket-i Hayriye ve İdare-i Mahsusa, seyircilere muayyen (belirli) vapurlar tahsis ederlerdi. Kaçgöç meselesi malûmesinden dolayı bermudat (düzenli bir şekilde), kadın ve erkek mahalleri tente ile ayrılmıştı.

Nevaleleri (yiyecekleri) müstehaben (tercihen), gişeden bilet alınıp vapura kapak atılır atılmaz, güvertede, kadınlar mevkiinin yamacına koşulur. Civarda yer bulabilmek bir muvaffakiyeti (başarıyı) uzmadır (gerektirir).

Kurnaz ve atik olanlar köşeyi kapar ve göze aldığı bunca külfetin nimetini erer.
Evvela, bitişikteki cıvıltılarla yürek, bağır genişler. Tente rüzgârdan havalandıkça, büfeci girip çıktıkça, bir de bakarsın ki açık kalıvermiş.
Artık, aralıktan kaş göz işaretleri; biraz yüz bulundu mu, tek tük söz sarfı; peşinden fıstık, fındık, kalp cigarası (sigarası) taattisi (ikramı).

Vapur, Kadıköy önlerini geçip Adaya doğru pala çalmağa (yol almaya) başlar. Limandaki vapurlar içinde, sürat rekoru, şirketin 37, 38, 44, 45 numarasında idi. Bunlar ceylan gibi süzülürken İdare-i Mahsusa’nın 11 numaralı tontonu ile iki bacalı Nüzhetiye kalyonu, oflaya puflaya, Sarayburnu akıntısını aşmağa uğraşır, gerideki araba vapuru da kervana katılmağa yeltenirdi.

Güzergâhta giden gidene…
Kayık, sandal, yelkenli, çatana, romorkör…

Dışı bayraklar ve renkli kâğıtlarla, üstü halılar ve seccadelerle donanmış, içi balık istifi gibi salapuryalar…

Ortada içki ve meze; etrafta zurnalar, kornetler, çifte naralar, zilli maşalar… Göbekler, çifte telliler, helvacı oyunları.


Cakomo Oteli’nin sahilinde, bayraklarla müzeyyen (süslü) mahal itibarlı kimselere mahsustu. Bando gürler, (Ahu feryat ettim), (Sevdim seni, semtin nereli?) gibi 50 yıl evvel müzikaya konmuş türküler çalar.

O tarihlerde Büyükada, ecnebi yatağı olduğundan madamlar, mösyöler de lebalep (dolu).

Kayıklar, salapuryalar, vapurlar, istimpotlar sıralanır. Tersanenin Valde-i Hidivinin, Mısırlı prenseslerin, doktor Zambako Paşa’nın, gazeteci Mihran’ın, şimendifer direktörü Hügnenin çatanaları (tekneleri) karışıklığı yarıp sıraya katılır. (O zaman, İstanbul’da yegâne projektörü olan sefine, Hügnenin Anadolu ismindeki bu istimpotu idi).

Nihayet yarış başlardı.
Haliç kayıkları, Yenikapı, Kumkapı, Samatya kayıkları, Boğaziçi kayıkları, alamanalar (Alman tekneleri), piyadeler (askeri küçük tekneler) yarışa koyulurlar.

Spor ve kulüp kelimeleri, vatandaşlardan ancak üç beş kişinin malûmu (bilgisi) olduğundan oraya dâhil olacak denizci gençlerimiz mevcut değildi.

Bazı ecnebi (yabancı) matmazeller (genç hanımlar), hafif elbiseler içinde, sine ve kollar üryan (çıplak) olarak yarışa katılınca, etraftaki kayıkların içi birbirine girer, gözler açılır, çeneler çözülürdü:

— Vay hasbalar (şanslılar) vay!.. Domuzuna kürek çekiyorlar be!..

— Ulan bunlar, Direklerarası’nda oynayan at cambazındaki kızlar galiba?

— Şu asma kabaklarının aşkına birer tane çakalım!..

Bermutat (her zamanki gibi), tahlisiyenin (can kurtaran sandalının) senelerden beri değişmeyen şekilde, sandal alabora edişleri, arkasından yağlı direk müsabakaları yapılır, nihayet, rüzgâr müsaitse, Ada ile Maltepe arasında kotra yarışlarına sıra gelirdi.

Mısırlı prenslere ait, zarif ve sülün gibi kotralar da çoktu.

Bu prensler, sereserpe (rahatça), Boğaz ve Marmara sularını aşarken Osmanlı şehzadelerinden bir kaptan heyyûlası (hayali) da, köşkünün havuzundaki mini mini çatanasına (küçük teknesine) binip:

— Alabanda!.. İstoper!.. diyerek havuz içinde dört döner.

— Anadoluhisarı!.. Beykoz!.. diye kumanda vere vere, demgüzar (gününü gün eden) olup dururmuş.

Kayık yarışı, devam ede dursun, sıcak bastıkça basar; güneş tepede kaynadıkça kaynar.

Çeşmiçerâz (seçici ve inceleyen) ve aşna fişne (şakalaşma) ile meşgul olan seyirciler, gizli sıtma derken, hummayı habiseye (kötü hastalığa) yakalanmış gibi, gözleri kararmaya, cayır cayır yanmağa başlarlar.

Susuzluk ve hararet…

Vapurların külüstür büfelerindeki tenekelerde katre (damla) kalmamış, salapuryalardaki hasırların dibine kadar ekilmiş, kayıklardaki testiler kurumuş. Canını verirsin bir yudum su yok.

Peynir ekmek, hazır yemekten ibaret nevale (erzak) içi kaskas kavurur. Dudaklar kurudukça kurur; dil çıktıkça çıkar; bağır yandıkça yanar.

Üstelik, göbek taşında, soğuk algınlığı çıkarılıyormuş gibi ter boşanır ve zırıl zırıl akar.

Kayıklardaki ayak takımı bir derece kârlıdır; dara geldi mi serinlemek için cumburlop kendini denize verir.

En yürekler acısı, vapurlarda, ecel teri dökenler.

Hanımların pudraları, allıkları akar; kozmatikleri (makyaj malzemeleri), sürmeleri yayılır; saçları leylek yuvasına döner.

Bütün gözler kuyuya kaçmış; kolların altı renk renk, peçenin boyası şakaklarda ve yanaklarda.

Beyler de hanımlara uygun. Bum buruştak fes; kip (şekli düzgün) kirli yakalık; yamyaş firenk (Frenk tarzı) gömleği.

Göz, artık bir şey görmezdi. Karşıdaki dildadeyi (sevgiliyi) bile, insanın bir kaşık suda boğacağı gelirdi.
Kayık yarışı dönüşünde, evine gidip hasta yatmayan nevadirdendi (ender bulunanlardandı); alnı karışlanırdı.

Sermet Muhtar

Akşam Gazetesi kategorisine gönderildi | Yorum yapın

Vapurlarda kürek çekme talimleri

Amerikalıların vapurlarla seyahate çıkması mevsimi gelmiştir. Geçen hafta içinde limanımıza seyah dolu iki vapur uğradı, birçok vapurlar da Akdeniz’in diğer limanlarında dolaşıyor. Bu vapurların içinde bulunanlar, bilhassa genç kızlar, deniz havası ile fazla yemek yiyip şişmanlamamak için her gün birkaç saat jimnastik yapmaktadırlar. Bu jimnastiğin başlıcası kürek çekmektir. Resmimizde büyük bir transatlantik jimnastik salonunda kürek çekme talimi yapan kızlar görülüyor.

Akşam Gazetesi kategorisine gönderildi | Yorum yapın

Ruslar sporda dev gibi ilerliyorlar

Ruslar spora geç geldiler ama tam geldiler. Darülfunun takımı namı altında en iyi futbolcularımızdan müteşekkil takımımızı her maçta yenen Ruslar futbolda bir mevcudiyet olduklarını isbat etmişlerdir. Diğer sporlarda da hayli terakki eden Ruslar son zamanlarda kürek sporlarına da ehemmiyet vererek muhtelif yarışlar tertip etmişlerdir.

Kayıklarını kendi tezgahlarında yapan Ruslar geçenlerde tertip ettikleri müsabakalara 30 dan fazla kayık sokmağa muvaffak olmuşlardır.

Ne garip tecellidir, bu bizim spor tecellimiz… Bizden sonra başlayan herkes bizi geçer, biz yerimizde sayarız.

Akşam Gazetesi kategorisine gönderildi | Yorum yapın

Galatasaray kürekte neden kazanamadı?

Yarışları görenler için bunun cevabını vermek pek basittir: Çünkü çalışmamıştı…

İstanbul kürek birincilik müsabakası cuma günü Beykoz’da yapıldı. Neticeler geçen hafta tahmin ettiğimiz gibi çıktı. Noktai nazarımızda (görüşümüzde) yanılmadık demektir. O yazımızda Galatasaraylıların yedi seneden beri İstanbul şampiyonluğunu pek kolaylıkla aldıklarını, bu seneye kadar karşılarında ciddi rakipler bulunmadığını, fakat bu sene ciddi ve tehlikeli rakiplerle karşılaşacaklarını, yedi senelik mütemadi (sürekli) şampiyonluğun bu sene tehlikede bulunduğunu kaydetmiştik.

Nitekim böyle oldu. Sarı-kırmızılılar yedi seneden beri ellerinde bulundurdukları İstanbul kürek birinciliğini Beykozlulara kaptırdılar.


Acaba sarı-kırmızılılar bu şampiyonluğu niçin kaybettiler? Bunu tespit edelim:

Evvela bu sene bütün kulüpler çok çalıştılar; buna deniz heyetinin sayanî (düzenli) faaliyet ve intizamı (disiplini) etti. Hâlbuki Galatasaraylıların verdiği gurur, yedi senelik şampiyonluğun verdiği rehavetle çalışmaları bu müsabakalarda almış oldukları neticelere meydan çıktı. Sarı-kırmızılıların altlarındaki fırtınalı mükemmeliyetine, vesaitinin (imkânlarının) bolluğuna rağmen sarı-siyahlılar daha fena (kötü) vesaitle (imkânlarla) hanımları geride bıraktılar. İşte bu muvaffakiyetli (başarılı) netice sarı-kırmızılıların muvaffakiyetsizliği (başarısızlığı) ve çalışmamanın cezasıdır. Galatasaray’daki vesait Beykozlularda olmuş olsaydı, hiç şüphe yok ki daha iyi neticeler alabilirlerdi.


Şunu da kaydetmeden geçemeyeceğiz ki, sarı-kırmızılılar ilk teşvik müsabakasında müsabakaların kışın kısa olduğunu ileri sürerek müsabakaya iştirak etmemişlerdir. Uzun mesafeler üzerinde çalıştırıldıkları iddia ediliyor. Uzun mesafe üzerinde çalışan bir kürekçi kısa mesafe üzerinde niçin muvaffak (başarılı) olamıyor?

Sarı-kırmızılılar çalışan ve çalışmayan rakiplerinden daha fazla mükemmeliyet çıkaramayacaklar. Sarı-kırmızılıların bu eksikliği çalışmayan bir kürek takımında yer aldı. Bu doğru olabilir, fakat diğer beyler de muhakkak ki çalışmıştır.

İstanbul kürek birincisini tayin eden kedemsizler müsabakasını nazarı itibare alalım:

Tek çifte kedemsiz: Fenerbahçe’nin Seyfi’siz Galatasaray’ın en iyi kürekçisi Emin’i geride bırakarak birinci geldi. Hâlbuki Galatasaraylılar en ziyade bu müsabakadan emin bulunuyorlardı. Fakat tahmin hilafına Emin geride kaldı. Şurada iki nokta var: ya Emin çalışmamıştır ve yahut da Seyfi Emin’e nazaran daha iyi ve kuvvetli bir kürekçidir. Emin’in fena bir kürekçi olduğu bir vakit iddia edilemez. Şu muhakkaktır ki Emin çalışmamıştır. İşte şampiyonluk üzerinde mühim rolü bu müsabaka oynadı.

İki çifte kedemsizler: Beykozlular Galatasaray’a nazaran daha iyi kürek çektiler ve birinci geldiler. Altlarındaki fırtına hiç şüphe yok ki Galatasaraylıların bu yarışta eksik çalışmasından idi. Bu da çalışmamanın neticesidir.

İki çifte dirsekli kürek müsabakası: Bunun için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Galatasaraylılar yalnız iki çifte kedemsizleri kazandılar. Sarı kırmızılılar şampiyonluğu kaybettikten sonra protesto edeceklerini ve şampiyonluğun tekrar ele alınmasını talep ettiklerini duyduk. İtirazlar da şu:

Denizcilik heyeti sahada intizamı temin edememiş. Samandıralar tam yerini kaybetmiş. Final görülmediği için Galatasaraylılar en aşağı yirmi metre kaybetmişler.

Bütün manalar pek barizdi. Her müsabakada Galatasaraylılar hasımlarından pek geride kaldılar. Tek çifte dirsekliliği bu yüzden kaybettiler. Şunu da herkes gördü ki Emin, Seyfi’nin kendisini geçtiğini görünce kürekleri bıraktı ve Beykoz futası da geride yanından geçti. Emin kürek atışı ile de az bir farkla geride geldi ve şampiyonluktan yandı gitti.

Bu itirazlar doğru değil. Denizcilik heyeti sahada şampiyonluğu kaybettikten sonra yeniden tetkik edilmesini kadrosundan talep etmiştir. Bu, faaliyet kadrosunda ileriye bakarak bütün sporcular için bir ders olacaktır.

Vakit Gazetesi kategorisine gönderildi | Yorum yapın

Mevsimin ilk denizcilik müsabakaları dün Beykoz’da yapıldı.

Bu yarışlara, mesafelere ve diğer bazı noktalara itiraz ederek Galatasaray girmedi.

Deniz Sporcuları oldukça iyi bir gün daha geçirdiler. Senenin ilk yarışları olan bu müsabakalara Fener, Beylerbeyi, Beykoz ve Haliç olarakdört kulüp iştirak etti.

Galatasaray mesafeleri geç öğrendiğinden ve antrenmanlarını başka mesafeler üzerinden yaptığından ve heyetin icraatlarının birkaç noktasına daha itiraz ederek bu müsabakalara girmemiştir.

Yarışlar iyi tertip edilmiş düşünülerek yapılmıştı. Ancak sahada inzibat pek temin edilemiyordu. Zaten yarış mahalinde pek az gemi vardı. Denizcilik heyeti bu müsabaka ile epey bir uğraşmıştı.

Müsabakalar ilan edildiği saatten yarım saat sonra başladı. Filvaki bu büyük bir hata değildi. Ancak gönül tam zamanında ve saati saatine başlamış olsun isterdi.

İlk yarış olarak tek çifte müptediler yarışına başlandı. Bu yarışın mesafesi 1200m idi ve dört kulüp iştirak etmişti. Yalnız Fener iki fıta ile yarışa girmişti. Beylerbeyi kulübü, lisansı hakeme verilmediği için müsabaka harici bırakıldı. Fener’in ikinci fıtası ile Beykoz çekişiyorlar neticede Fener Fıtası ileri fırladı ve rakibini bir az açtı. Arkada üçüncülük için çırpınan Fener’in birinci fıtası ile Beylerbeyi aynı süretle giderken Beylerbeyi geçti ve yarış birinci Fener, İkinci Beykoz olarak bitti.

İkinci yarış iki çifte müptediler yarışı idi. Finali ikiyüz metre kalıncaya kadar birinci gelen Beykoz fıtası birden bire abandone etti ve rakibi Haliç birinci oldu. İkinci Beykoz.

Üçüncü yarış iki çifte dirsekli müptedi yarışı idi. Buna iki kulüp iştirak etti. Fener – Beykoz!

Başlangıçta iki fıta beraber çıktı ve yarıdan sonra Beykoz’lular rakiplerini geçerek birinci oldular.

Dördüncü yarış, Üç çifte müptedi yarışına Fener, Beykoz, Haliç iştirak etti. Beylerbeyinin çok kıymetli üç çiftesi muntazam ve mükemmel bir çıkışla birinciliği ele aldı ve yarışın sonuna kadarçok muvaffakiyetle idare etti. Bu ekipteki kürekçiler hakikaten çok iyi çalışmışlardı. Bilhassa hamlada Yusuf harikulade idi. İkinci gelen Fenerliler yarışın sonuna doğru birinci ile aradaki mesafeyi kapatmak için çok çalıştı ise de muvaffak olamadı.

Yarışa yalnız Beylerbeyi kulübünün kıymetli kürekçisi Kamuran H. Ve dümendeki İffet H.iştirak ettiler ve güzel bir gösteriş çekişinden sonra birinci geldiler.

Bunu müteakip altıncı yarış olarak iki çifte kıdemsiz yarışı yapıldı. Bunada iki kulüp girdi. Fener – Beykoz.

Beykozlular rakiplerini 200 metre açarak birinci geldiler.

Üç çifte hanımlar müsabakasına yalnız Beylerbeylileri girdi ve muvaffakıyetli bir çekişle yarışı kazandılar. Hamlada Kamran Süreyya Nihal ve provada Bergüzar hanımlar bulunuyordu. Dümende yine İffet Hanım vardı. İki Çifte kıdemsi direkli yarışına gene iki kulüp girdi. Fener – Beykoz. Fenerliler uzun ve muvaffakiyetli çekişmelerden sonra rakiplerini geçerek birinci olular. Bundan sonra padılbot yarışları vardı. Buna Beylerbeyliler yalnız olarak iştirak ettiler ve kazandılar.

Bir çifte kıdemsizler yarışına buna da yalnız Fener ve Beykoz iştirak etti. Fener baştan itibaren aldığı tefevvuku idare ederek rakibini yendi.

İki çifte hanımlar müsabakasına yine yalnız olarak Beylerbeyi iştirak etmiş ve kazanmıştır.

Buna müteakip günün en heyecanlı ve en zevkli yarışı yapılmıştır. Bu yarışa üç kulüp iştirak etmiştir. Fener, Beykoz, Beylerbeyi. Görünüşte her üç takım yekdiğerine müsavi gibi. İlk fırlayışta Beykoz iyi çıktı. Buna inzimam eden takımın hafifliği sayesind rakiplerini 10 metre kadar açtı. Buna müteakip Fener Bahçe geliyordu. Beylerbeyliler sona kalmışlar. Fakat o kadar iyi kürek çekiyorlardı ki kendilerinden beş metre ileride olan Fenerlileri üç yüz metre sonra geçtiler. Ancak bu müddet zarfında Beykoz arayı 35 – 40 metre kadar açmıştı. Beylerbeyliler ne kadar mesafeyi kapatıyorlarsa da Beykozlular ellerinde bulunduğu bu tefevvuku bırakmayarak birinci geldiler. Beylerbeyliler cidden harikulade yarıştılar. Yalnız bir nokta var ki orasını da iyice öğrenmeleri lazım. İlk çıkışta sık kürek atıyorlar. Eğer bu hatalarını da taahih edecek olurlarsa bugünkünden çok daha iyi neticeler alabilirler.

Son amatör yarışı olarak iki çifte kıdemsiz hanımlar yarışı yapıldı. Ve yalnız olarak iştirak eden Fenerli Hanımlar güzel kürek çekerek müsabakayı kazandılar.

Bundan sonra iki tane profesyonel yarışı ve tahlisiyeler tarafından bir de resmi geçit yapılarak yarışlar bitirildi.

Bundan sonra kazanan kulüplere mükafatları dağıtıldı ve bu deniz günü de böylece bitmiş oldu.

(Günümüz Türkçesi) Mevsimin İlk Denizcilik Yarışları Dün Beykoz’da Yapıldı

Dün Beykoz’da mevsimin ilk denizcilik yarışları gerçekleşti.

Galatasaray, yarış mesafeleri ve diğer bazı konularda itirazları nedeniyle bu yarışlara katılmadı.

Deniz Sporcuları oldukça iyi bir gün geçirdi. Yılın ilk yarışlarına Fenerbahçe, Beylerbeyi, Beykoz ve Haliç’ten toplam dört kulüp katıldı. Galatasaray, yarış mesafelerini geç öğrendiği ve antrenmanlarını farklı mesafeler üzerinde yaptığı için ve ayrıca heyetin uygulamalarının bazı noktalarına itiraz ederek bu yarışlara katılmadı. Yarışlar iyi düzenlenmiş ve düşünülmüş bir şekilde yapıldı ancak sahada düzenin sağlanması pek mümkün olmadı. Gerçekten yarış alanında çok az gemi vardı. Denizcilik heyeti bu yarışla oldukça uğraşmıştı.

Yarışlar, ilan edilen saatten yarım saat sonra başladı. Aslında bu büyük bir hata değildi, ancak herkes yarışın tam zamanında başlamasını isterdi.

İlk olarak, acemi tek çifteler yarışına başlandı. Bu yarışın mesafesi 1200 metre idi ve dört kulüp katıldı. Yalnız Fenerbahçe iki takım ile yarışa katıldı. Beylerbeyi kulübü, lisansı hakeme verilmediği için yarış dışı bırakıldı. Fenerbahçe’nin ikinci takımı ile Beykoz arasındaki mücadelede, Fenerbahçe takımı öne fırlayarak rakibini geride bıraktı. Arkada üçüncülük için mücadele eden Fenerbahçe’nin birinci takımı ile Beylerbeyi eşit hızda ilerlerken, Beylerbeyi geçti ve yarış Fenerbahçe birinci, Beykoz ikinci olarak sonuçlandı.

İkinci yarış acemi iki çifteler yarışıydı. Finalin son iki yüz metresine kadar önde giden Beykoz takımı birden bire yarışı terk etti ve rakibi Haliç birinci oldu. İkinci yine Beykoz’du.

Üçüncü yarış, acemi iki çifte dirsekliydi. Bu yarışa iki kulüp katıldı: Fenerbahçe ve Beykoz. Başlangıçta iki takım da birlikte çıkış yaptı ve yarının yarısından sonra Beykoz, rakibini geçerek birinci oldu.

Dördüncü yarışta, acemi üç çifteler yarışına Fenerbahçe, Beykoz ve Haliç katıldı. Beylerbeyi’nin değerli üç çiftesi düzenli ve mükemmel bir çıkışla öne geçti ve yarış boyunca başarılı bir şekilde ilerledi. Bu takımdaki kürekçiler gerçekten çok iyi çalışmıştı, özellikle kıçta Yusuf harikaydı. İkinci olan Fenerbahçe yarışın sonuna doğru birincilik için aradaki mesafeyi kapatmaya çalıştı ama başarılı olamadı.

Yarışa yalnız Beylerbeyi kulübünden değerli kürekçi Kamuran H. ve dümen İffet H. katıldı ve güzel bir mücadeleden sonra birinci oldular.

Altıncı yarış olarak, acemi iki çifte yarışı yapıldı. Bu yarışa iki kulüp katıldı: Fenerbahçe ve Beykoz. Beykoz, rakibini 200 metre geride bırakarak birinci oldu.

Üç çifte bayanlar yarışına yalnızca Beylerbeyi katıldı ve başarılı bir çekişmeyle yarışı kazandı. Bu takımda Kamran Süreyya, Nihal ve Bergüzar hanımlar kürek çekti, dümen de yine İffet Hanım’dı.

İki çifte acemi direkli yarışına yine iki kulüp girdi: Fenerbahçe ve Beykoz. Fenerbahçe, uzun ve başarılı bir mücadeleden sonra rakibini geçerek birinci oldu.

Daha sonra padılbot yarışları yapıldı. Buna yalnızca Beylerbeyi katıldı ve kazandı.

Acemi bir çifte yarışına da yalnızca Fenerbahçe ve Beykoz katıldı. Fenerbahçe, başından itibaren öne geçerek rakibini yendi.

İki çifte bayanlar yarışına yine yalnızca Beylerbeyi katıldı ve kazandı.

Bundan sonra günün en heyecanlı ve en keyifli yarışı yapıldı. Bu yarışa üç kulüp katıldı: Fenerbahçe, Beykoz ve Beylerbeyi. Görünüşte her üç takım birbirine eşitti. İlk fırlayışta Beykoz iyi bir çıkış yaptı ve takımın hafifliği sayesinde rakiplerini 10 metre kadar geride bıraktı. Daha sonra Fenerbahçe takibi sürdürdü. Beylerbeyi ise sona kalmıştı ama o kadar iyi kürek çekiyorlardı ki, kendilerinden beş metre önde olan Fenerbahçe’yi üç yüz metre sonra geçtiler. Ancak bu süre zarfında Beykoz arayı 35-40 metre kadar açmıştı. Beylerbeyi mesafeyi kapatmaya çalışsa da Beykoz avantajını koruyarak birinci oldu. Beylerbeyi gerçekten harika bir yarış çıkardı. Yalnızca ilk çıkışta hızlı kürek çekme konusunda bir hatayı düzeltmeleri gerekiyor. Bu hatayı düzeltirlerse, bugünkünden çok daha iyi sonuçlar alabilirler.

Günün son amatör yarışı olarak acemi iki çifte bayanlar yarışı yapıldı ve yalnızca katılan Fenerbahçeli Bayanlar güzel kürek çekerek yarışı kazandılar.

Daha sonra iki profesyonel yarış yapıldı ve tahlisiyeler tarafından bir resmi geçit düzenlendi ve yarışlar sona erdi.

Daha sonra kazanan kulüplere ödüller dağıtıldı ve bu deniz günü de böylece sona erdi

Milliyet Gazetesi kategorisine gönderildi | Yorum yapın

Beykoz deniz yarışları

Geçen cuma günü Beykoz’da deniz yarışları yapıldı. Birinciliği Galatasaray kazandı. Bu yarışlara ait dercettiğimiz (yayınladığımız) şu resim, iki sporcu hanımı bir futada kürek çekerken gösteriyor.

Servetifununun Uyanış Dergisi kategorisine gönderildi | Yorum yapın

Denizcilik müsabakaları

Bu sene denizcilik üzerinde çok iyi tertip edilmiş müsabakalara şahit olacağımız anlaşılıyor. Denizcilik heyeti reisi Ekrem Rüşti Bey cidden kıymetli mesai ile hem müsabakaların muntazam (düzenli) ve fenni (bilimsel) bir surette yayılmasını temin edecek bir saha temin etmiş hem de güzel bir program hazırlamıştır.

Saha evvelce yazıldığı gibi Büyükdere’de Şirket-i Hayriye tarafından yapılacak olan 50 metrelik ve boyunda bir yüzme havuzudur. Burada yapılacak yüzme müsabakalarında yeni Türkiye rekorları fenni bir surette tespit edilecektir.

Bu mevsim müsabakaları için yapılan program şudur:

  • 3 Temmuz saat 13: Kürek (Beykoz’da)
  • 17 Temmuz saat 13.30: Yüzme, Atlama, Sutopu, Outboard, Planeboard (Büyükdere’de)
  • 24 Temmuz saat 13.30: Yüzme, Atlama, Sutopu, Outboard, Planeboard (Büyükdere’de)
  • 31 Temmuz saat 13: Kürek – Mıntıka Birinciliği – Yelken ve Motorbot ve Outboard (Beykoz’da)
  • 7 Ağustos saat 13.30: Yüzme Seçmeleri, Su Topu (Büyükdere’de)
  • 14 Ağustos saat 13.30: Yüzme, Atlama, Sutopu – Mıntıka Birinciliği (Büyükdere’de)
  • 21 Ağustos saat 13.30: Deniz Bayramı, Outboard, Planeboard (Büyükdere’de)
  • 28 Ağustos saat 17: Boğaz Geçme Müsabakası (Rumelihisarı – Kandilli’de)
  • 4 Eylül saat 15.30: Beykoz – Bebek Yüzme Mukavemeti
  • 11 Eylül saat 13: Kürek, Yelken, Motorbot, Outboard (Beykoz’da)
  • 25 Eylül saat 15: Büyükdere – Sarıcakara üç çiftelere mahsus (özel) kürek mukavemeti.
Vakit Gazetesi kategorisine gönderildi | Yorum yapın

1931 Su Sporları

İstanbul Mıntıkası Denizcilik Heyeti Reisliğinden (Başkanlığından) tebliğ edildiğine göre 1931 senesinde yapılacak su sporları müsabakalarının programı hazırlanmıştır.

Müsabakalar 7 Temmuz’da Beykoz’da başlayacaktır. O gün kürek müsabakaları yapılacak, 17 ve 24 Temmuz’da Büyükdere’de yüzme atlama, su topu ve saire, 31 Temmuz’da Beykoz’da kürek… Mıntıka birinciliği, yelken ve motorbot, 7 Ağustos’ta Büyükdere’de yüzme gençler, su topu, 14 ile 19 Ağustos’ta atlama, su topu mıntıka birincilikleri, 21’de deniz hayvanı, 29’da Rumelihisarı Kandilli arasında büyük gece müsabakası. 4 Eylül’de Beykoz-Bebek münasebetiyle yüzme, 11’de Beykoz’da kürek, yelken, motorbot, 22’sinde Büyükdere-Sarıcakara arasında üç çifte kürek müsabakaları ve yarış…

Son Posta Gazetesi kategorisine gönderildi | Yorum yapın