Yarışları görenler için bunun cevabını vermek pek basittir: Çünkü çalışmamıştı…
İstanbul kürek birincilik müsabakası cuma günü Beykoz’da yapıldı. Neticeler geçen hafta tahmin ettiğimiz gibi çıktı. Noktai nazarımızda (görüşümüzde) yanılmadık demektir. O yazımızda Galatasaraylıların yedi seneden beri İstanbul şampiyonluğunu pek kolaylıkla aldıklarını, bu seneye kadar karşılarında ciddi rakipler bulunmadığını, fakat bu sene ciddi ve tehlikeli rakiplerle karşılaşacaklarını, yedi senelik mütemadi (sürekli) şampiyonluğun bu sene tehlikede bulunduğunu kaydetmiştik.
Nitekim böyle oldu. Sarı-kırmızılılar yedi seneden beri ellerinde bulundurdukları İstanbul kürek birinciliğini Beykozlulara kaptırdılar.
Acaba sarı-kırmızılılar bu şampiyonluğu niçin kaybettiler? Bunu tespit edelim:
Evvela bu sene bütün kulüpler çok çalıştılar; buna deniz heyetinin sayanî (düzenli) faaliyet ve intizamı (disiplini) etti. Hâlbuki Galatasaraylıların verdiği gurur, yedi senelik şampiyonluğun verdiği rehavetle çalışmaları bu müsabakalarda almış oldukları neticelere meydan çıktı. Sarı-kırmızılıların altlarındaki fırtınalı mükemmeliyetine, vesaitinin (imkânlarının) bolluğuna rağmen sarı-siyahlılar daha fena (kötü) vesaitle (imkânlarla) hanımları geride bıraktılar. İşte bu muvaffakiyetli (başarılı) netice sarı-kırmızılıların muvaffakiyetsizliği (başarısızlığı) ve çalışmamanın cezasıdır. Galatasaray’daki vesait Beykozlularda olmuş olsaydı, hiç şüphe yok ki daha iyi neticeler alabilirlerdi.
Şunu da kaydetmeden geçemeyeceğiz ki, sarı-kırmızılılar ilk teşvik müsabakasında müsabakaların kışın kısa olduğunu ileri sürerek müsabakaya iştirak etmemişlerdir. Uzun mesafeler üzerinde çalıştırıldıkları iddia ediliyor. Uzun mesafe üzerinde çalışan bir kürekçi kısa mesafe üzerinde niçin muvaffak (başarılı) olamıyor?
Sarı-kırmızılılar çalışan ve çalışmayan rakiplerinden daha fazla mükemmeliyet çıkaramayacaklar. Sarı-kırmızılıların bu eksikliği çalışmayan bir kürek takımında yer aldı. Bu doğru olabilir, fakat diğer beyler de muhakkak ki çalışmıştır.
İstanbul kürek birincisini tayin eden kedemsizler müsabakasını nazarı itibare alalım:
Tek çifte kedemsiz: Fenerbahçe’nin Seyfi’siz Galatasaray’ın en iyi kürekçisi Emin’i geride bırakarak birinci geldi. Hâlbuki Galatasaraylılar en ziyade bu müsabakadan emin bulunuyorlardı. Fakat tahmin hilafına Emin geride kaldı. Şurada iki nokta var: ya Emin çalışmamıştır ve yahut da Seyfi Emin’e nazaran daha iyi ve kuvvetli bir kürekçidir. Emin’in fena bir kürekçi olduğu bir vakit iddia edilemez. Şu muhakkaktır ki Emin çalışmamıştır. İşte şampiyonluk üzerinde mühim rolü bu müsabaka oynadı.
İki çifte kedemsizler: Beykozlular Galatasaray’a nazaran daha iyi kürek çektiler ve birinci geldiler. Altlarındaki fırtına hiç şüphe yok ki Galatasaraylıların bu yarışta eksik çalışmasından idi. Bu da çalışmamanın neticesidir.
İki çifte dirsekli kürek müsabakası: Bunun için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Galatasaraylılar yalnız iki çifte kedemsizleri kazandılar. Sarı kırmızılılar şampiyonluğu kaybettikten sonra protesto edeceklerini ve şampiyonluğun tekrar ele alınmasını talep ettiklerini duyduk. İtirazlar da şu:
Denizcilik heyeti sahada intizamı temin edememiş. Samandıralar tam yerini kaybetmiş. Final görülmediği için Galatasaraylılar en aşağı yirmi metre kaybetmişler.
Bütün manalar pek barizdi. Her müsabakada Galatasaraylılar hasımlarından pek geride kaldılar. Tek çifte dirsekliliği bu yüzden kaybettiler. Şunu da herkes gördü ki Emin, Seyfi’nin kendisini geçtiğini görünce kürekleri bıraktı ve Beykoz futası da geride yanından geçti. Emin kürek atışı ile de az bir farkla geride geldi ve şampiyonluktan yandı gitti.
Bu itirazlar doğru değil. Denizcilik heyeti sahada şampiyonluğu kaybettikten sonra yeniden tetkik edilmesini kadrosundan talep etmiştir. Bu, faaliyet kadrosunda ileriye bakarak bütün sporcular için bir ders olacaktır.