Dünyanın en büyük denizci memleketlerinden biri de hiç şüphesiz ki Almanya’dır. Vakıa büyük harpten sonra Almanya bu büyük ehemniyetini kaybetmiş idiyse de bugün tekrar harpten evvelki halini hemen hemen iktisap etmiş demektir. Esasen sivil denizcilik hayatı harpten sonra pek elim vaziyetlere düşmüş değil idi. Gerek ticaret donanması olsun, gerekse de su sporları olsun hayatlarını devam ettirebilmişlerdir.
Ben burada, Almanya’da su sporlarının inkişaf sahasını mütalâa etmek istediğimden, ticareti bahriye, yani sivil donanma bahsini bırakıyorum.
Birçok nehirler, dereler, göller, kanallar ve sahillerle baştan aşağı kadar bir su memleketi olan Almanya’da su sporlarının her türlüsü yapılıyor. Yüzme, kürek, yelken, motorbot, padilbot ve kano sporları ilk nazarda göze çarparlar.
Yüzme Almanya’da hemen hemen yemek yemek, uyumak gibi ihtiyaç haline girmiş bulunduğundan yapanların miktarını tasavvur etmek dahi güçtür. Yapmayanlar pek cüz’î bir yekûn teşkil ettiklerinden her halde bunların yekûnunu bellemek daha kolaydır. Mayıs ayının ilk güneşli günlerinden başlayarak ta teşrinlerin sonuna kadar çocuk, çoluk, ihtiyar genç herkes bir su kenarına koşar. Tabiatın verdiği bu güzellikten istifade ederler, rasihlerle mektep ders programları arasında beden terbiyesinden maada yüzme dersi diye başlıbaşına bir ders olduğunu öğrendiğim zaman mütehayyir olmadım diyemem; her altı yaşını dolduran çocuğa mecburi yüzme dersi öğretilir. Bu ders kışın Almanya’nın her şehrinde bulunan kapalı havuzlarda ve yazları açık hava hamamlarında veriliyor. Bu kapalı havuzların sahipleri belediyelerdir. Belediyeler hem sıhhati umumiye ve hem de spora yardım ederlerken kendi bütçelerine de bir varidat menbaı olmak üzere bu havuzları işletiyorlar. Bu havuzlara giderseniz nazarı dikkati celbedecek bir şekilde konmuş, herkesin yüzme öğrenmesini teşvik edici propaganda levhaları ile karşılaşırsınız. Mesela bunlardan birisi: (Anne! Eğer oğlunu bir gün kaybetmemek istersen ona yüzme öğret!) şeklindedir. Bunda ibret almamak imkânsızdır.
Kürek sporuna gelince, Almanya’da bu sporun pek eski bir mazisi vardır. Kürek sporu federasyonu bundan tam 101 sene evvel kurulmuştur. Geçen sene yüzüncü yıldönümünü Almanlar büyük merasimle kutladılar. Bu spor, tıpkı şimdi bizdeki gibi, ilk evvela sahil boylarında başlamıştır. Bilâhare göller, dereler, ırmaklar ve kanal geçen iç şehirlerde de inkişaf etmiştir. Gitgide bu güzel su sporu Almanya’nın her tarafını sararak bugünkü dünyaca mâlum şâhikasına çıkmıştır.
Bugün Almanya’da yalnız kürek kulübü olarak federasyona bağlı 4000 cemiyet vardır.
Kürek sporu müsabıkı olarak ta 41 bin kişi vardır. Bu miktarlara, anlaşıldığı gibi, ne kano kulüpleri ve ne de padilbot kulüpleri dahil olmadığı gibi, yalnız zevk için kürek çeken yüzbinlerce su sporu tam amatörleri de dahil değildir. Geçen seneki Berlin Olimpiyatlarında 7 yarıştan 5 yarışı kazanan Almanlar aynı zamanda dünyanın en iyi kürekçilerine sahip olduklarını da ispat etmişlerdir. Kürek Almanya’da Alman jimnastiğinden sonra en çok yapılan ve sevilen idmandır.
Yelken sporuna gelince; Almanların bu hususta da en ileri safhada oldukları görülür. Ren, Oder, Elbe gibi büyük nehirlerle sayısı onbinleri geçen göller ve dereler birbirlerine bağladırlar. Bu su yollarında tıpkı sahillerde olduğu gibi binlerce yelkenli, motorlu tekneler dolaşırlar. Koskoca seyahat yatlarından tutunuz da en küçük dingî ve ince levralar varıncaya kadar her türlü tekne sahillerden iç şehirlere ve iç şehirlerden sahillere sanki kara vasıtaları gibi akın edip dururlar. Meselâ Hamburg’daki bir yat mükemmelen ta Berlin’in göbeğine kadar nehir ve kanallar vasıtasıyla gelebiliyor.
Yelkencilik çok para isteyen bir spor olmakla beraber Almanya’da pek ileridir. Yat kulüpleri muhtelif organizasyonlarla bu sporu bir halk sporu haline getirmişlerdir. Bilhassa yole ve şarpıcılık çok ilerlemiştir. Alman gençleri ekseriya amatör inşaiyeciliğe heveslidirler.
Yüzlerce genç her sene yat kulüplerinin mektep gemileriyle uzun seferlere çıkarlar. Bizzat deniz ile çarpışa çarpışa hakiki denizciliği yaparlar ve öğrenirler. Bu gibi gençler askeri hizmetlerini bahriyede yapmak fırsatına nail olurlar. Hizmet müddetleri kısaltılır.
(Almanya’da su sporları) gibi koskoca bir mevzuyu izaha çabaladım. Sağlam bir gençlik yetiştirmenin vatan müdafaası noktasından pek büyük ehemniyetini anlayanlar pek kolayca su sporlarının da bu husustaki büyük hissesini anlarlar. Gönül arzu eder ki, üç tarafı su ile muhat yurdumuzdan bu güzel spora da ehemniyet verilsin.
Berlin, Nevin Hasan (Deniz)