Geçen hafta İstanbul Denizcilik Heyeti birinci teşvik müsabakalarını Yenikapı sahillerinde yaptı… Geçen mevsim İstanbul kürek şampiyonasını muvaffakiyetle başardığı Yenikapı sahilleri, kimin aklına geldi bilmiyorum; yavaş yavaş kürek yarışları için en makul bir yer olmaya başladı… Evvelce, Beykoz, Bebek ve Moda sularında yapılan kürek müsabakaları, kulüpler tarafından her defasında büyük itirazları mucib olurdu.
Galatasaray kendi suları olan Bebek’ten ayrılmak istemez, Beykoz idmanlarına pek uygun gelen Beykoz’dan uzaklaşmamak için çalışır, hülasa Moda için de başka bir kulüpten taraftar olunca ok yaydan fırlardı. Galiba uzun araştırmalardan sonra bir defa da Kandilli ile Hisar arası tercih edilmiş ise de burada da birbiri aksine akan sular bu ümidi de anafora aldı götürdü… İşte bu hengame ile, bilmem kaç tarafı su ile çevrilmiş olan İstanbul’da bir kulübü memnun edecek müsait bir kıyı bulunmadığı sırada Yenikapı sahilleri ortaya çıktı… Su sporları ile meşgul olan her kulübe aşağı yukarı derecede uzak ve hiçbiri tarafından orada idmana imkân olmayan Yenikapı sahilleri, deniz çırpıntıları noktasında uzak ve sakin bir yer olarak kabul edilmişti. Kristof Kolomb’un Amerika keşfine benzeyen bu buluş, büyük ölçüde bütün kulüplerimiz tarafından memnuniyetle karşılanmış; ve geçen sene orada yapılan kürek şampiyonasında ne akıntı, ne herhangi bir çırpın dalgası, ve ne de buna benzer bir takım ıvır zıvır sudan itirazlara meydan verilmemişti… Bu hâdise kendi hesaplarına bir kazanç sayan denizcilik heyeti, huyunun ve keyfinin öğrendiği Yenikapı sahillerinden suretle istifade düşünecek, senede mütevazi evvel yapacağı yarışlarını orada yapmayı tasarladı.
Beykoz suları letafetinden, yarışların orada büyük intizam içinde yapılacağından bahsediyor… İçinde yaşadığımız asrın ne cilvesidir ki daha iki üç sene evvel deniz yarışlarına hiç uygun olmayan Beykoz suları, tabiatın bir cilvesi olarak değişti mi nedir? Bugün oradan ses eden ağızların şarkıları, tuhaf değil mi kulaklarımızı tırmalıyor…
Geçen haftaki yarışların yapıldığı Yenikapı’da, müsabakaların tam sırasında bir yangın kıvılcımı gibi birbiriyle sirayet eden kaçma hareketi, teşvik sahip olan bir kulübün spor hayatında verdiği ilk patlaktır.
Artık spor değil siyaset yapacağız, bu gidişle deniz yarışlarında korka müsabaka değil kanca kancaya Barbaros Hayreddin gibi muharebe edilecek. Şimdi sıra sakin deniz sularında… Ya da diğer sahalarda büyük kaynaşmalara hazır olalım…
Ömer Besim Koşalay